Mustafa Kemal Atatürk’ün ardından: Ankara ve Ata’mızın Anıtkabir’e getirilişi

0
10735
Mustafa Kemal Atatürk’ün ardından: Ankara ve Ata’mızın Anıtkabir’e getirilişi
Mustafa Kemal Atatürk’ün ardından: Ankara ve Ata’mızın Anıtkabir’e getirilişi

Her yıl kasım ayının 10’uncu günü, ülkemizin tarihini ve talihini bir anda değiştiren Ata’mızın özlemiyle ve minnetiyle doluyor, O’nu her geçen yıl biraz daha anlayarak ve bize bıraktığı bilgi mirasına, Türkiye Cumhuriyeti’ne daha sıkı sarılarak sahip çıkıyoruz. Vefatının 79’uncu yılında, bizlere açtığı yolu aydınlatmaya devam eden Mustafa Kemal Atatürk’ü, kalbimizde, gelen yeni nesillerde fikirleriyle yaşatmaya devam ediyoruz.

Türk milleti 10 Kasım 1938’de Ata’sını kaybetti ve derin bir yasa boğuldu. Üzerinden 79 yıl geçse bile, Mustafa Kemal Atatürk gibi bir liderin yaşamı, inkılapları, felsefesi, dehası ve ileri görüşlülüğü hakkında, her 10 Kasım’da hep yeni bir şeyler öğrenmeye devam ediyoruz. Aerobilet olarak, 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü dolayısıyla 10 Kasım 1938 gününden, Mustafa Kemal Atatürk’ün Anıtkabir’e yolcuğundan, başkentimiz Ankara’da yer alan Anıtkabir’in hikayesinden ve Anıtkabir’in nasıl ziyaret edilebileceğinden bahsetmek istedik.

Ulu önderimiz ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla, minnetle ve özlemle anıyoruz.

10 Kasım 1938 ve sonrası

Mustafa Kemal Atatürk’ün sağlığı 1937 yılının sonlarında bozulmaya başlamıştı. Ama O, yine milleti için mücadeleye devam ediyordu ve Hatay sorunuyla yakından ilgileniyordu. 1938 yılının ocak ayında ise karaciğerindeki yetersizlik durumu arttı ve İstanbul’da sürekli olarak doktor kontrolüne girdi. Ve maalesef 10 Kasım 1938’de saat dokuzu beş geçe hayata gözlerini yumdu. Rahatsızlığı boyunca sağlığıyla yakından ilgilenen uzman heyetten o kara günde şu açıklama yapıldı:

10 Kasım 1938 ve sonrası
10 Kasım 1938 ve sonrası

“Reisicumhur Atatürk’ün umumî hâllerindeki vehamet dün gece saat 24’te neşir edilen tebliğden sonra her an artarak bugün, 10 İkinciteşrin 1938 Perşembe sabahı saat dokuzu beş geçe büyük şefimiz derin koma içinde terki hayat etmişlerdir. 10 İkinciteşrin 1938.”

Atatürk’ün naaşı Dolmabahçe Sarayı’nın salonunda üç gün süreyle Türk milletinin ziyaretine açıldı. Türk bayrağına sarılı tabutunun başında devamlı olarak Türk askerleri üç gün boyunca nöbet tuttu.

19 Kasım 1938 Cumartesi günü ise cenaze Ankara’ya nakledilecekti. Atatürk’ün Dolmabahçe Sarayı’nda yapılan cenaze namazının ardından nakil işlemleri yapıldı ve 20 Kasım 1938 tarihinde Ankara’ya ulaştı.

Ankara’daki ilk olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde hazırlanan alana getirildi. 20 Kasım Pazar günü saat 10.30’da başlayan ve 21 Kasım Pazartesi saat 09.00’a kadar sürecek olan saygı nöbetiyle birlikte halkın ziyaretine açıldı. Saygı nöbetinde her biri farklı rütbeden altı subay vardı.

21 Kasım 1938 Pazartesi ise büyük bir törenle Etnoğrafya Müzesi’ndeki geçici kabrine yerleştirildi. Törende dünyanın tüm ülkelerinden liderler, devlet erkanı ve milli mücadele yıllarında karşılıklı savaştığı yabancı komutanlar bile saygılarını sunmak için vardı.

Mustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım 1953 tarihinde ise ebedi istirahatgahı olan Anıtkabir’e devlet töreniyle yerleştirildi.

Ankara ve Anıtkabir’in hikayesi

Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara’nın Türkiye Devleti’nin başkenti olması gerektiğiyle ilgili düşünceleri kısaca şöyledir:

“Ankara, coğrafi durumu ve askeri stratejisiyle başkent olmaya en uygun yerdir. Bir kesim ‘İstanbul payitahttır ve öyle kalmalıdır.’ diye düşünüyor olabilir. Ama bizim ‘başkent’ tanımımızla ‘payitaht’ tanımı arasında fark bulmamak mümkün değildir.”

Tabii ki Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ulu önderimiz Atatürk’ün ebedi istirahatgahı olarak da başkent Ankara’dan başka bir yer düşünülmemişti bile. Aslında Mustafa Kemal Atatürk, kendisi için bir mezar yeri hazırlatmamıştı. Ama 1923 yılında bir sohbetinde şu sözleri kullanmıştı:

“Elbet bir gün öleceğim; beni Çankaya’ ya gömer, hatıramı yaşatırsınız. Aslında beni milletim nereye isterse oraya gömsün. Fakat benim hatıralarımın yaşayacağı yer Çankaya olacaktır.”

Ankara’da yapılacak olan anıt mezarın yeri için birçok farklı düşünce vardı. Önemli bir kesim, Atatürk’ün yukarıdaki sözlerinin bir vasiyet sayılması gerektiğini ve anıt mezarın Çankaya’ya yapılmasını istiyordu. Bununla beraber Rasattepe (Anıttepe) olmasına inanlara göre de Rasattepe’de yapılacak olan bir anıt mezar, bir ucu Dikmen diğer ucu Etlik olan bir hilalin yanına bir yıldız gibi olarak aziz Türk bayrağını oluşturacaktı. Dönemin İçel Milletvekili Emin İnankur’un TBMM’deki bir konuşmasında da Atatürk ile bir anısında anlattığına göre Ata’mız Rasattepe’ye gördüğünde şu sözleri söylemişti:

Ankara ve Anıtkabir’in hikayesi
Ankara ve Anıtkabir’in hikayesi

“Bu tepe ne güzel bir anıt yeri.”

Rasattepe, şimdiki adıyla Anıttepe, anıt mezarın yapılacağı yer olarak belirlendi ve istimlak edildi. Anıttepe aynı zamanda Ankara’nın tam ortasında yer almaktadır.

Yer belirlendikten sonra ise anıt mezarın projesi için bir yarışma düzenlendi. Çok sayıda mimar bu yarışmaya katılmıştı. Anıtkabir’in proje yarışmasında kazanan projeyi yaratıcılarından Prof. Emin Onat o dönemde şu sözlerle anlatmıştı:

“Atatürk’ün dehası bize gösterdi ki, dünyanın en büyük medeniyeti olan Sümer medeniyeti, Türkler tarafından yaratılmıştır. 0 önce Akdeniz medeniyetinin temeli olduğu gibi, zamanımızda, dünya medeniyetinin köklerini de aynı yerde bulacaklardır. İşte bunun içindir ki batılılaşma yolunda en büyük hamlemizi yapan Ata’nın Anıtkabir’ini, bir sultan veya veli türbesi ruhundan tamamen ayrı, yedi bin yıllık bir medeniyetin, rasyonel çizgilerine dayanan klasik bir ruh içinde kurmak istedik.”

Anıtkabir’in inşaatı dört aşama olarak planlandı. İnşaat 9 Ekim 1944’te başlayarak, 1 Eylül 1953’te tamamlandı.

Anıtkabir, Türk ulusunun Ata’sına duyduğu sevgi, saygı ve minnetin göstergesi olarak bugün Anıttepe’de her yıl milyonları ağırlıyor. Anıtkabir’in inşası için gerekli malzemelerin Türkiye’nin dört bir yanından getirilmiş olması ise, Atatürk’ün ebedi istirahatine Türkiye’nin kucakladığı bir anıtmezarda yatıyor olduğunu temsil eder nitelikte. Örneğin farklı renk ve özellikteki travertenler Polatlı, Malıköy, Kayseri ve Çankırı’dan getirilmiştir. Yine çeşitli renklerdeki mermerler Çanakkale, Hatay, Adana, Afyon, Bilecik ve Osmaniye’den Anıtkabir için taşınmıştır. Demirler Karabük’ten, beton ise Sivas’tan sağlanmıştır. Tüm bu inşaat sırasında en uzun ömürlü ve dayanıklı malzemeler kullanılmasına dikkat edilmiştir. Ayrıca kullanılan tüm heykel ve kabartmaların konuları ise Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet tarihimizden ve Atatürk’ ün hayatından kesitlerdir.

Hürriyet ve İstiklal kuleleri arasından girilen Aslanlı Yol, Tören Alanı ve Mozole (ana bina)
Hürriyet ve İstiklal kuleleri arasından girilen Aslanlı Yol, Tören Alanı ve Mozole (ana bina)

Anıtkabir, üç ana bölümden oluşur: Hürriyet ve İstiklal kuleleri arasından girilen Aslanlı Yol, Tören Alanı ve Mozole (ana bina)

Anıtkabir’deki Aslanlı Yol’un sağında ve solunda 12’şer aslan heykeli bulunur. Aslanlı Yol’un uzunluğu ise 262 metredir. Aslanlı Yol’un sonuna geldiğinizde Mehmetçik ve Müdafaa-i Hukuk kuleleri sizleri karşılar. Onların arasından geçtiğinizde artık Tören Alanı’ndasınızdır.

Anıtkabir’deki Tören Alanı yaklaşık 15 bin kişiyi ağırlayabilen etkileyici bir yerdir. 8 ayrı kule ve binalarla çevrelenmiş bir alan olan Tören Alanı’nda 33,5 metre yüksekliğinde bir bayrak direği de bulunmaktadır. Bu bayrak direğini de Amerika’da yaşayan bir Türk vatandaşının Ata’mızın emaneti olan Türk bayrağımızın en yükseklerde dalgalanması için yaptırdığı söylenir.

Mozole yani ana bina, tabii ki Anıtkabir’in kalbidir. Buraya çıkabilmek için 42 basamaklı geniş merdivenleri çıkmanız gerekir. Merdivenleri çıkıp kapıdan girdiğinizde sizi Şeref Holü karşılar. Burada ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün sembolik kabri sizi karşılar. Sembolik diyoruz çünkü gerçek kabri tam onun altında bulunan mezar odasında yer alır ve ziyarete kapalıdır. Gerçek mezarında ise Türkiye’nin 81 ilinden, KKTC’den ve Azerbaycan’dan getirilen topraklar ayrı ayrı vazoların içine konarak mezarın çevresine yerleştirilmiştir.

Gerçek mezarın da bulunduğu bodrum katta ise 4 bölümden oluşan, Türk, Azeri ve Rus sanatçıların eserleri ve Mustafa Kemal Atatürk’ün yaklaşık 3 bin kitaptan oluşan özel kitap koleksiyonu bulunan müzeler bulunmaktadır.

Anıtkabir mimari olarak etkileyicidir ancak çok daha etkileyici olan ise Şeref Holü’nde Mustafa Kemal Atatürk’ün huzuruna çıkmaktır. İlke ve inkılaplarıyla Türkiye Cumhuriyeti’ne çağ atlatan, dünyanın en büyük liderlerinden birini, Ata’mızı siz de her zaman ziyaret edebilir, minnet ve şükranlarınızı iletme fırsatı bulabilirsiniz.

Anıtkabir’e nasıl ve ne zaman gidilebilir?

Anıtkabir’i tabii sadece 10 Kasım’da ziyaret etmeniz gerekmez. Ata’mızı dilediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz.

Anıtkabir, Anıttepe’de yani Çankaya, Ankara sınırları içerisinde yer alır. Daha önce gözlem istasyonlarının bulunduğu ve önceki adı Rasattepe (Rasathane) olan Anıttepe’ye ziyaret aslında oldukça kolay.

Anıtkabir’i ziyaret edebileceğiniz saatler tarihlere göre değişkenlik gösterebilir. Genelde 09.00 – 16.00 saatleri arasında ziyarete açık olan Anıtkabir’in gideceğiniz tarihe göre ziyarete açık saatleri şöyle:

1 Şubat – 14 Mayıs arasında 09.00 – 16.30 arası

15 Mayıs – 31 Ekim arasında 09.00 – 17.00 arası

1 Kasım – 31 Ocak arasında 09.00 – 16.00 arası

Anıtkabir, haftanın her günü ziyarete açık bulunuyor. Ziyarete açılış saati ise saat 09.00 olarak belirlenmiş durumda. 10 Kasım ve milli bayramlarda ise ziyarete kapanış saatleri genelde uzatılıyor. Örneğin 10 Kasım nedeniyle Anıtkabir’in ziyarete kapanış saati 22.00 olarak belirleniyor.

Anıtkabir ve müzelerini gezmek tamamen ücretsiz. Ulaşım ise oldukça kolay. Ankara’nın raylı sistem ağını oluşturan Ankaray’a bindiğinizde Tandoğan durağında inebilir, Anıtkabir’e yürüme mesafesinde bulunan bu duraktan kolaylıkla Anıtkabir’e ulaşımınızı sağlayabilirsiniz.

Bugün 10 Kasım 2017

Bugün O’nu bir kez daha rahmet, saygı ve özlemle anıyoruz. Mustafa Kemal Atatürk’ün aziz hatırası daima kalplerimizde yaşayacak.