San Francisco uçak bileti ile yokuşlar şehrini keşfedin

San Francisco, dünyanın en güzel ve en ilgi çekici şehirlerinden biri olarak, özellikle seyahat tutkunlarını ağırlamaya devam ediyor. Bu şehre ilişkin anlatılacak o kadar fazla detay ve bu şehirde yapılacak o kadar çok aktivite var ki ziyaretçiler kuşkusuz ki bu açıdan şehri San Francisco uçak bileti ile son derece cazip bir seyahat rotası olarak görüyor.

Her yıl yaklaşık 17 milyon turisti kendine hayran bırakan San Francisco, ABD’nin Kaliforniya eyaletinde bulunuyor. Şehir teknoloji tutkunlarınca, ünlü Silikon e ev sahipliği yapan şehir olarak da tanınıyor. Dolayısıyla dünyanın teknoloji merkezi olduğu da söylenebilir. Ayrıca dünyanın en önemli üniversitelerinin de şehirde bulunuyor olması, şehri bir açıdan da öğrenci şehri haline getiriyor. San Francisco’ya “büyük şehir” denildiğine aldırmayın. Evet, sunduğu imkanlar, yapılacak aktivite sayısı ve medeniyet açısından büyük bir şehir olabilir ancak yüz ölçümü bakımından pek de öyle değil. Bu da turistler açısından ciddi bir avantaj; çünkü şehirde çok kısa süreler içerisinde ulaşım kolaylıkla sağlanabiliyor ve bu da şehirde pek çok yere gidebilme, aktivite ve etkinliklere katılabilme imkanı tanıyor.

ABD’ye yolculuk sizin için bir hayal olabilir; bu hayalinizi en kısa sürede gerçeğe dönüştürmek sizin elinizde. Siz de bir San Francisco uçak bileti ile kendinizi bu uzak diyarın güzel şehrinde bulabilirsiniz.

San Francisco’da yapılması gerekenler

1- Golden Gate Köprüsü’nden manzarayı izleyin

Golden Gate Köprüsü, dünyanın ikonik yapılarından biri. Siz de bu köprüyü, izlediğiniz bir filmde dahi olsa, en azından bir kez görmüşsünüzdür. Kiremit rengi köprü, yalnızca San Francisco’nun değil, neredeyse ABD’nin sembollerinden biri olarak tanımlanabilir. Golden Gate Boğazı’nın üzerinde bulunan bu köprü, dünyanın en uzun yedinci asma köprüsü olma özelliğine sahip. Köprü, ismini üzerinde bulunduğu boğazdan almaktadır. Golden Gate Boğazı’nın, Haliç’e olan benzerliği sebebiyle (Golden Horn) bu ismi aldığı da söylenmektedir.

Köprünün uzunluğu 2.73 kilometredir. Köprüde taşıt trafiği için altı şerit bulunmaktadır. Golden Gate Köprüsü’nün inşaatı 1937 yılında sona ermiştir. Bu tarihler, bu boyutlardaki bir köprünün yapımı için teknolojinin oldukça yetersiz olduğu tarihlerdir. Nitekim, köprünün yapımı oldukça zorlayıcı olmuştur. Her anlamda pek çok ilk denenmiş, zamanın en yüksek ayağı, en kalın halatları ve en yüksek sualtı temelleri, Golden Gate Köprüsü ile gündeme gelmiştir.

Köprünün renginin, inşası sırasında gri olmasına karar verilmiştir. Sonra siyah üzerine sarı çizgili bir tasarım gündeme gelmiştir. Bu tasarımın yapılabilmesi için köprüye pastan koruyucu özelliği olan kırmızı renkli bir astar boya çekilmiştir. Kırmızı boya ile köprüyü gören mimar Edwin Morrow, köprüyü gökyüzü ve suyu ayıran bir çizgi gibi hayal etmiş, gün batımında karadaki renkle de uyumlu olması için kiremit rengi – koyu turuncu bir renkte karar kılmıştır.

2- Ferry Building Marketplace’i ziyaret edin

Ferry Building Marketplace, San Francisco’da bir lezzet şöleni sunuyor. Tüm halka açık bir gıda pazarı niteliğindeki Ferry Building Marketplace’te, değişik kültürlere ait çeşitli lezzetleri bir arada bulmak mümkündür. Burası ayrıca kahveseverler için tam bir cennet olarak nitelendirilebilir.

Ferry Building Marketplace, San Francisco seyahatiniz esnasında bir defa uğrayacağınız turistik bir yerden ziyade, birçok defa gitmeyi tercih edeceğiniz bir yer. Çarşıdaki gıdaların hem çeşitlilik hem de kalite bakımından oldukça başarılı olduğu söylenebilir. Çarşının içerisinde restoranlar da mevcut; ancak stantlardaki çeşitlilik ve pratiklik sizi daha fazla cezbedecek. Burada stantların sıkı bir şekilde denetlendiğinin de altını çizmekte fayda var. Bu bakımdan güvenli bir şekilde burada satışa çıkarılan gıdaları tüketebilirsiniz. Hafta sonları oldukça kalabalık olan Ferry Building Marketplace, hafta içi daha tenha oluyor. Hafta sonu gelmeye karar verirseniz, sıra beklemeyi göze almalısınız.

3- Golden Gate Parkı’nda yürüyüşe çıkın

San Francisco’ya geldiniz ve biraz hava almak, yürüyüş yapmak ve belki biraz çimlere uzanmak mı istiyorsunuz? Öyleyse sizin için doğru adres Golden Gate Parkı olacaktır. Golden Gate Parkı’nın tamamını keşfetmek isterseniz, bir gününüzü gözden çıkarmalısınız. Yürüyüş, koşu ve bisiklet parkurları, piknik alanları, oyun alanları, spor sahaları, konseptli bahçeler ve müzeleriyle burası her türden insanın ihtiyacına cevap verebilecek nitelikte.

Parkın içerisinde, ABD’nin en eski Japon Çay Bahçesi’ni görebilirsiniz. Bu bahçede kiraz ağaçları, bambu kaplı yollar, koi göletleri, zen bahçesi ve bir çay evi bulunuyor. Ayrıca parkta akvaryum, planetaryum, bir doğal tarih müzesi, Osher Yağmur Ormanı gibi bin 600 canlıya ev sahipliği yapan bir bölgeyi de gezmek mümkündür.

4- Exploratorium’u görün

Exploratorium, şehirde bir müzeden ziyade, yeni bir şeyler öğrenmek için inşa edilmiş bir bilgi laboratuvarı olarak değerlendirilebilen, bilim, teknoloji ve kültür tutkunlarının uğrak noktalarından biri. Burada mühendislik, psikoloji, biyoloji ve coğrafya gibi disiplinlere ait 600 sergiyi görmek mümkün.

Daha çok çocuklar için tasarlandığı düşünülse de Exploratorium yetişkinler için de şehrin en önemli cazibe merkezleri arasında yer alıyor. Exploratorium için bir gününüzü ayırmanız, keşiflerinizi hakkını vererek yapabilmenizi sağlayacak.

5- Teleferiği kullanın

1964 yılında şehrin ulusal tarih simgesi seçilen teleferikler, San Francisco’yu ziyaret edenlerce yoğun ilgi görüyor. Şehirde, diğer destinasyonlarda görebileceğinizden çok daha farklı bir teleferik sistemi ile karşılaşabilirsiniz. Bu sistem İngiliz göçmen A.S. Hallidie tarafından, kendisi şehrin yokuşlarından birini tırmanırken düşen bir ata şahit olduktan sonra tasarlanmıştır.

Hallidie, babasının İngiltere’de patentini almış olduğu bir tel sistemini kullanarak bu tasarımı yaptı ve 1800’lerin sonlarında sistem San Francisco’da hayata geçmiş oldu. Yerel halk tarafından pek tercih edilmeyen teleferik, turistlerin günde birkaç defa bindikleri bir araç olarak dikkati çekiyor.

6- Muir Ormanları’na gidin

San Francisco seyahatinizde biraz da doğal güzellikleri görmek isteyebilirsiniz. O zaman rotanızı Muir Ormanları’na çevirin ve dünyanı en güzel manzaralarından birine doğru yol alın.

Muir Ormanları, dev cüsseli ve kızıl sekoya ağaçlarının oluşturduğu, oldukça sık ve nemli bir ormandır. Ağaçlar o kadar uzundur ki zaman zaman gökyüzünü kaybedersiniz. Bu ormandaki en uzun ve büyük sekoya ağacı yaklaşık 260 metre uzunluğundadır. Ormandaki sekoyalar 600 ila 800 yaşındadır. Ormanlık alanda karnınızı doyurup bir şeyler içebileceğiniz alanlar yoktur. Bu nedenle bir şeyler atıştırma kısmını şehre saklayın ve Muir Ormanları’nda yalnızca bu muhteşem doğayı keşfetmenin tadını çıkarın.

7- Alcatraz’ı mutlaka görün

Alcatraz Hapishanesi, dünyanın en çok merak edilen yerlerinden biri olarak değerlendirilebilir. Köklü bir tarihe sahip olan bu hapishane, Al Capone gibi pek çok ünlü mahkumu barındırmış, hakkında pek çok hikaye ve roman yazılmış, pek çok film çevrilmiş olan bir yerdir.

1861 yılından 1963 yılına dek hapishane olarak kullanılan yapı, San Francisco Körfezi’nde, sahile 2.4 kilometre uzaklıktaki bir adanın üzerine inşa edilmiştir. Yaklaşık 9 hektarlık bir alana yayılan hapishane, dünyanın en ünlü yapılarından biridir.

Hapishane olduğu dönemlerde olağanüstü güvenlik önlemleri ile donatılmış olan bina, firar etmesi imkansız olan bir hapishane olarak tarihe geçmiştir. Alcatraz ismi, İspanyolca’dan gelmektedir ve pelikan demektir. Adaya bir hapishane yapılmadan önce burası pelikanların yuvası olduğundan, adaya Pelikan Adası adı verildiği biliniyor.

Hapishane yeni hükümlü almayan, ülkedeki diğer hapishanelerde bulunan en tehlikeli mahkumları getirterek barındıran bir yerdi. Alcatraz hapishanesini diğerlerinden ayıran özelliği, mahkumların çok ağır şartlarda tutulmasıydı. Temel ihtiyaçlar hariç, mahkumların hiçbir hakkı yoktu. Bugün ise bu ünlü hapishane bir müze olarak hizmet vermektedir ve yılda yaklaşık 750 bin kişiyi ağırlamaktadır.

8- Fisherman’s Wharf’a gidin

Fisherman’s Wharf, San Francisco’nun en ünlü mahallesidir. Mahalle 1800’lerin sonundan bu yana San Francisco’nun balıkçı filosunun ana merkezidir. Bölge 70’lerin sonu ve 80’lerin başında turistik bir önem kazanmaya başlamıştır.

Özellikle pek çok kaliteli restoranın bulunduğu bölgede, hala hatırı sayılır derecede balıkçılık faaliyeti yapılmaktadır.

9- Lombard Caddesi’ni turlayın

Lombard Caddesi, ABD’nin en ünlü caddelerinden biridir. Doğu – batı yönünde uzanan caddenin en önemli özelliği, ciddi bir virajlar topluluğundan oluşmasıdır. Dünyanın en çarpık caddesi ilan edilen Lombard, sekiz adet virajdan meydana gelmektedir.

Lombard Caddesi özellikle bahar ve yaz aylarında göz alıcı şekilde çiçeklendirilir ve şehrin içinde bir tablo gibi görünür. Caddenin her iki yanında da bu tablonun en güzel parçaları olan şahane evler bulunmaktadır. Lombard Caddesi, San Francisco’nun alametifarikalarından ve mutlaka görülmesi gereken bir cazibe noktası.

10- Çin Mahallesi’ne uğrayın

Dünyanın en büyük Çin mahallelerinden birine hoş geldiniz! Asya dışındaki en büyük Asya topluluklarından birine ev sahipliği yapan San Francisco’daki bu alan, şehrin cazibe merkezlerinden biridir.

Çin mahallesi yürüyerek rahatça gezilebilir; 24 bloktan oluşmaktadır. Mahalledeki büyük cadde, mahallenin ilgi çekici alanlarının başında gelir. Mahallenin sembolik kapısı ve pek çok hediyelik eşya dükkanı burada bulunur. ABD’deki en eski Çin tapınağı olan Tin How da Çin mahallesindedir.

11- Twin Peaks’e çıkın

San Francisco’nun manzarasının görülebileceği en iyi yer, şüphesiz Twin Peaks’tir. Yerden yüksekliği yaklaşık 920 metre olan tepeler, şehrin en yüksek ikinci noktasıdır. Tüm körfezi, Golden Gate Köprüsü’nü ve şehri bu tepeden izleyebilirsiniz.

Tepeye gündüz de gece de çıkılabilir. Hatta gezginler ikisinin de yapılmasını tavsiye etmektedir. San Francisco’nun meşhur rüzgarına maruz kalıp üşümek istemiyorsanız, tepeye çıkarken mevsim ne olursa olsun sıkı giyinmenizi tavsiye ediyoruz.

12- Walt Disney Aile Müzesi’ni görün

Walt Disney Aile Müzesi, hem çocuklar hem de yetişkinler için harika bir gün geçirilebilecek bir adres. 1 Ekim 2009 yılında kapılarını açan müze, Disney’in mirasçıları tarafından kurulmuş, kar amacı gütmeyen bir kurumdur.

40 bin metrekarelik bir alanda hizmet veren müzede, Disney’in erken dönem çizimlerini, animasyonlarını, filmlerini ve film müziklerini içeren interaktif sergiler bulunmaktadır.

13- Union Square’e gidin

Union Square, şehrin finans bölgesinin güneybatısında yer alıyor. San Francisco kalabalığının tam olarak merkez noktası olan bu meydan, yüksek binalar, iş merkezleri ve kalabalık caddelerle çevrelenmiş, tipik bir şehir meydanı olarak tanımlanabilir.

Union Square kare şeklindedir. Yeşil bir alandır ve üzerinde Kaliforniya eyaletinin simgelerinden olan palmiye ağaçları bulunur. Meydanda oturma ve dinlenme alanları ile birlikte, açık havada sergilenen sanat eserleri vardır. Bunların en ünlüsü meydanın tam merkezinde yer alan Dewey Anıtı’dır. Union Square ayrıca tam bir alışveriş cennetidir. Şehirdeki ünlü mağazalar bu meydanın çevresindedir.

14- Kaliforniya Bilim Akademisi’ni ziyaret edin

Kaliforniya Bilim Akademisi bir akvaryum, bir planetaryum, bir doğal tarih müzesi hatta yapay bir yağmur ormanını içerisinde barındırır. Çocukları ile birlikte San Francisco seyahatine çıkan aileler için biçilmiş kaftandır.

Akademideki Steinhart Akvaryumu, bir penguen kolonisine, albino bir timsaha, bir köpek balığı lagününe, Kaliforniya sahillerinin ekosistemini yansıtan 100 bin galonluk bir tankın içerisinde yaklaşık olarak 40 bin adet hayvana ev sahipliği yapar.

15- Mission Bölgesi’ne uğrayın

Bu bölge, şehirde Meksika havasını hissedebileceğiniz, özel bir bölgedir. Son on yıl içerisinde, bohem bir hayat sürmeyi tercih eden sanatçı ve yazarların uğrak yeri olan bölge, Meksika yemeği burrito’yu dünyaya tanıtan yer olarak bilinir. Mahallede gezerken, duvarlara çizilmiş birbirinden güzel resimlerden çok etkileneceksiniz.

San Francisco, gezilip görülecek bir yer olmanın dışında, ruhunu hissedeceğiniz ender yerlerden biridir. Pek çok gezgine göre ABD’yi keşfe başlamak için çok uygun bir yer olan San Francisco, bir “rüya şehir” olarak pek çok kişinin hayallerini süslemekte. Gönlünüzce tatil yapıp, seyahat masraflarınızı en aza indirmek isterseniz, Aerobilet’in sunduğu ucuz bilet fırsatlarından şimdi yararlanabilirsiniz.