İstanbul’un birbirinden güzel ören yerleri, büyüleyici manzaraları, modern şehir hayatının Osmanlı İmparatorluğu’nun görkemli tarihinden kalan eserleriyle bir araya geldiği noktalar, en ucuz uçak bileti fırsatları ile seyahatseverlere unutulmaz anlar yaşatıyor. Eski evlerin bulunduğu dar bir sokaktan kent yaşamının enerjik ritmine kendinizi bırakabilir, cıvıl cıvıl, kalabalık caddelerinden birinde köşeyi döndüğünüzde tarihi bir çeşmeyle karşılaşabilirsiniz.
Lüks bir yatla boğazdan geçiyorken, Osmanlı’nın ihtişamını gözler önüne seren tarihi İstanbul siluetini izleyebilir, Türk sinemasında Yeşilçam’ın unutulmaz sahnelerinin çekildiği yerlerde tur atma fırsatı bulabilirsiniz. İşte İstanbul, bu nedenle, bu şehirde yaşayan pek çok kişi için vazgeçilmez; bu nedenle ziyaret edenlerin anlata anlata bitiremediği bir şehir. İstanbul’un sizin için de bambaşka bir hikayesi olması için, sizce de şöyle bir ucuz uçak bileti fiyatlarını gözden geçirme vakti gelmedi mi? Yarım kalan hikayelerinizi tamamlamak ya da yepyeni anılar biriktirmek için siz de İstanbul’a uçmaya hazır mısınız?
İstanbul, bildiğiniz gibi hem pek çok medeniyetlere kucak açmış bir şehir hem de bu medeniyetler için stratejik konumu bakımından son derece önemli, hükümdarların elde etmek için birbiriyle çarpıştığı topraklardan oluşuyor. Dolayısıyla bugün baktığımızda Türkiye’nin kültür, ekonomi, ticaret ve turizm başkenti olması, yine bu alanlardaki büyük şirketlerin, kuruluşların merkezlerinin bu şehirde yer alması tesadüf değil. Avrupa ve Asya kıtasını birleştiren bir köprü vazifesi görmesi, önemli bir ticaret yolu oluşturması gibi nedenlerle İstanbul tıpkı yüzyıllar öncesinde olduğu gibi bugün de kıymetli bir stratejiye sahip. Dolayısıyla Osmanlı İmparatorluğu’nun payitahtı İstanbul, hanları, hamamları, konakları, sarayları ve yalılarıyla hak ettiği ihtişamı geçmişten günümüze yaşamaya devam ediyor.
İstanbul’un yıllar önceki fotoğraflarını belki sizler de görmüş olabilirsiniz. Sayfiye yerleri, gezinti tekneleri, hatta biraz daha geriye giderseniz saltanat kayıkları ile geçmişte de tam bir seyahat rotası ve tam bir tatil cenneti gibi görünüyor. Günümüzde de tatil için İstanbul’un birbirinden güzel ilçelerini tercih edenler oldukça fazla. Şehir hayatını yaşamak ve İstanbul’un ritmini yakalamak için merkezi noktalarda konaklayanların yanı sıra, İstanbul’un biraz daha dışında kalan ilçelerini de tercih edenler oldukça fazla.
Bizler de sizleri İstanbul’un biraz dışına, hatta öyle ki denizin açıklarına kadar bir yolculuğa çıkaracağız. Çünkü bugün biraz prenslerden, biraz Rum evlerinden, İstanbul’un köklü ailelerinin sayfiye yerlerinden bahsedeceğiz. Tarihinde acıları, sevinçleri, kabus gibi günlerin yanı sıra güzel günleri de yaşamış olan, bugün her bir yerleşiminde İstanbul’un anakarada kalan topraklarından başka bir kültürü yaşatmaya devam eden Adalar’ı, nam-ı diğer Prens Adaları’nı anlatacağız sizlere.
Öncelikle şehrin trafiğini ve o yoğun ritmini geride bırakıyor olduğumuzu peşinen söyleyelim. Çünkü eğer aradığınız, tıpkı İstanbul’un popüler merkezlerindeki gibi bir enerjiyse, Prens Adaları’nda, her bir adada azalarak yok olan bir özellikten bahsediyorsunuz demektir. Dolayısıyla Adalar’da sizleri daha çok sessizlik, daha çok sohbet, bol bol manzara, bol bol göz kamaştıran eski yerleşimler, hayallere daldıracak güzellikte sakin yollar bekliyor. Elektrikli araçlar, bisikletler ve faytonlardan başka aracın geçmediği bu diyarlardan bazılarında ise yerleşim dahi bulunmuyor. Yalnızca hatıraları anlatılageliyor. Hazırsanız sizlere Prens Adaları’nın 5’inden bahsedeceğiz. İşte birbirinden zarif 5 İstanbul delikanlısı, Prens Adaları…
İçindekiler
1- Büyükada
Prens Adaları’nın en büyüğü ve Adalar ilçesinin merkezi konumunda bulunan Büyükada, yemyeşil doğasının içinde Osmanlı ve Rum ailelerinden kalma, yazlık olarak kullanılmış olan tarihi ve görkemli konakları, büyüleyici kıyıları, tarihi yerleri ve Büyükada’nın bir klasiği haline gelen faytonlarıyla İstanbul’dan bambaşka bir diyara seyahat ettiğiniz izlenimi uyandırıyor. İstanbul’un Anadolu yakasından Adalar için vapura bindiğinizde ulaşabildiğiniz halde, denizde birden boyut atlayıp, zamanda geriye gittiğinizi, Osmanlı Dönemi’nden bir zamana yolculuk ettiğinizi düşünebilirsiniz.
Vapurdan indiğinizde sizi çay bahçeleri karşılayacak. Buradan Büyükada’nın meydanı kabul edilen yere doğru yürüyebilir, yönünüzü belirleyebilirsiniz. Adayı dolaşmaya başladığınızda hayranlıkla izleyeceğiniz evler, bahçeler göreceksiniz. Hemen hemen aynı dönemlerde yapıldığı oldukça belli olan eski mimari çizgilerde konaklar, geniş pencereli, yüksek tavanlı, çoğunlukla ahşap evleri, bu evleri de artık doğanın birer parçası olarak kabul etmiş olan ve onları sarmalayan ağaçları, sarmaşıkları izlerken elbette fotoğraf çekmekten kendinizi alamayacağınız çok açık. Fotoğraf tutkunlarının sıklıkla Büyükada civarında olduğunu belki de söylemeye gerek bile yok. Bununla birlikte televizyonlarda pek çok dönem dizisi ve filmi için de Büyükada’da çekimler yapıldığının altını çizelim.
Her sokak kuşkusuz ki denize çıkıyor. Ancak yol boyunca göreceğiniz büyüleyici yerleşimler, sizi tüm adayı dolaşmak için heyecanlandıracak; bu çok net. Buna karşılık Büyükada’nın tarihi yerlerini de bu vesileyle görmeniz mümkün. Adayı yürüyerek keşfe çıkacaksanız, oldukça uzun yürüyüş parkurları sizleri bekliyor olacak. Ancak kuşkusuz ki buna da değecek.
Büyükada’da Bizans imparatoru II. Justinianus’un yaptırdığı bir saray ve manastır bulunuyor. Bazılarına göre bir imparatorun adaya yaptırdığı bu yapılardan yola çıkarak bu 9 adaya Prens Adaları deniyor. Bununla birlikte Büyükada’nın da içlerinde bulunduğu adalarda ülke politikalarında başarısız olan hükümdarların ve ailelerinin sürgüne yollandığı ve hayatlarının son nefesini bu adalarda verdikleri biliniyor. Bu da adaların Prens Adaları olarak anılmasının bir başka sebebi olarak gösteriliyor.
Büyükada’dan bahsedersek, elbette Aya Yorgi Kilisesi’ni es geçemeyiz. Kiliseye tüm inançlardan herkes dönem dönem geliyor ve burada mum yakarak dileklerini tutuyorlar. Kilisenin muhteşem manzarası ve büyüleyici atmosferi, burada barış ve hoşgörüden başka bir duyguya yer vermiyor.
Büyükada’nın bir diğer yapısı da Rum Yetimhanesi, Bu yetimhanenin herkesçe bilinmesini sağlayan özelliği, dünyanın en büyük ahşap yapılarından biri olması. Bu tarihi ve görkemli yapı da mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri.
Büyükada’da ne yenmeli?
Büyükada’da nefis balık yemekleri, deniz mahsulleri tadabilir, bunları çevredeki sokak hayvanlarıyla paylaşabilirsiniz. Büyükada’nın bir diğer özelliği de sokak hayvanlarına kucak açan ve onların da insanlarla dostça yaşadığı bir mutluluk ve dostluk diyarı olması. Ayrıca kıyı boyunca sıralanan restoranlarda balıklara ve martılara ekmek atabilir, mis gibi deniz kokusunu içinize çekebilirsiniz. Sizce de İstanbul seyahati için tüm bunlar bile tek başlarına yeterli değil mi? O halde İstanbul uçak biletleri için sorgulamalara bir an önce başlayın!
2- Heybeliada
Prens Adaları arasında en yeşil ada olarak bilinen Heybeliada, ayrıca Büyükada’dan sonra en fazla ziyaretçi alan adalardan da biri. Adını görünüş itibarı ile heybeye benzetiliyor olmasından alan Heybeliada’ya vardığınızda, sahilde sizi Deniz Lisesi selamlıyor olacak. Askeri arazi üzerine kurulu olması bakımından, bu araziye özel izinle girilebiliyor. Ancak eğer girebiliyorsanız, Deniz Lisesi’nin bulunduğu bu arazide ilgi çekici eserler bulunuyor. Bunlardan biri Kraliçe I. Elizabeth’in elçi olarak gönderdiği Edward Barton’a ait mezar. Bu mezarın mezar taşında aile arması ile birlikte Latince yazılar bulunuyor.
Arazinin bir diğer eseri ise Kamariotissa adı verilen bir Bizans Kilisesi. Dört yapraklı yonca şeklinde tasarlanmış olan nadir kiliselerden biri olması dolayısıyla da görmeye değer bir yer olduğunu hatırlatalım. Ayrıca Adalar’daki tek Bizans Kilisesi olduğunu da belirtmekte fayda var. Bu nedenle eğer araziye girebilirseniz, bu eserleri mutlaka görmenizi tavsiye ederiz.
Büyük bir Rum kilisesi olan Aya Nikola ve Değirmenburnu adı verilen bölgede, bir kısmı hala ayakta duran değirmen de diğer gezilip görülebilecek yerlerden. Bu sırada piknik alanlarının da bulunduğu yemyeşil bölgelerden geçebilir, buralarda da ada havası alabilirsiniz.
Heybeliada’nın en meşhur tarihi yeri ise Heybeliada Ruhban Okulu. Burası, Ortodoks din eğitimi veren bir okul olup, din eğitimi almak isteyen Rumlar’ın ülkelerinden gelip, eğitim gördükleri bir okul. Ancak 1970’li yıllara gelindiğinde okul eğitim hayatına son vermiştir.
Cumhuriyet döneminin eski Genelkurmay Başkanı ve ilk başbakanı İsmet İnönü ve ailesinin Heybeliada’da bir evi bulunuyor. Vefatının ardından müzeye çevrilen bu ev, ziyarete açık bulunuyor. Ayrıca, Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşa’nın bir evi de Heybeliada’da bulunuyor. Burada aynı zamanda Türk Edebiyatı’nın ölümsüz yazarlarından Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın da yaşadığı biliniyor.
Siz de Heybeliada’nın tüm bu güzelliklerini keşfe çıkmak için Adalar turunuzda Heybeliada’ya da uğramayı ihmal etmeyin. İstanbul uçak biletleri hazır mı?
3- Kınalıada
Adını, ada topraklarında bulunan bakır ve demir madenlerinin toprağa kazandırdığı kızıl renkten alan Kınalıada, Adalar ilçesi içerisindeki İstanbul’a en yakın ada olarak dikkati çekiyor. Sürgün adalarından biri olan Kınalıada’nın, vaktiyle Osmanlı karşısında bozguna uğraması nedeniyle Bizans imparatorlarından biri olan Romen Diyojen’i ağırladığı biliniyor.
Surp Krikor Lusavoriç Ermeni Kilisesi’ne ve Rum Ortodoks Hıristos Kilisesi’ne ev sahipliği yapan Kınalıada, plajları ve turizm işletmelerinin yanı sıra, modern yerleşimlerin çokça yer aldığı bir ada olarak dikkati çekiyor. Meşhur Ayazma Plajı, Kınalıada’da bulunuyor. Siz de özellikle yaz aylarında Kınalıada’yı ziyaret ederek, adanın keyfini çıkarabilirsiniz. İstanbul için en ucuz uçak biletleri seçeneklerine şimdiden bakmaya başlayabilirsiniz.
4- Burgazada
Burgazada, Prens Adaları arasında en büyük üçüncü ada olarak dikkati çekiyor. Adını Yunanca’da burç anlamına gelen Pyrgos’tan alan Burgazada, Aya Yani Büyük Ortodoks Mabedi ve üzerinde üç çan asılı duran Aya Yorgi Karipi Kilisesi ile biliniyor. Ayrıca ada, bu bölgedeki yerleşik Rumların yanı sıra, İspanyol ve İbrani dillerinin de konuşulduğu halklara ev sahipliği yapıyor. Siz de seyahatiniz sırasında bu dillere rastlarsanız, onların buranın yerleşik halkından olduğunun altını çizelim.
Türk Edebiyatı’nın unutulmaz yazarlarından Sait Faik Abasıyanık’ın hayatının önemli bir kısmını Burgazada’da geçirdiğini biliyor muydunuz? Burada Sait Faik Abasıyanık’ın evini görebilir, halka açık bir müze haline getirilen evi ziyaret edebilirsiniz. Kıyılar boyunca küçük lokantalar, restoran ve çay bahçelerini görebileceğiniz Burgazada’da unutulmaz anlar yaşayacak ve birbirinden güzel manzaralarla karşılaşacaksınız.
5- Sedef Adası
Adalar’ın göz kamaştıran bir diğer üyesi de Sedef Adası. Öyle ki bitki örtüsünün bir sedef gibi parladığı için adının Sedef Adası olduğu söyleniyor. Tavşan Adası ve Büyükada’ya komşu olan Sedef Adası, 4 büyük adanın ardından gelen 5’inci büyük ada olarak dikkati çekiyor.
Tophane Müşiri Fethi Ahmet Paşa’nın mülkiyetine aldığı Sedef Adası, paşanın çabalarıyla yemyeşil bir yer haline getirilmiş. Öyle ki paşa adaya zeytin ağaçları ile birlikte sebze ve meyve dikmiş, adanın güzelleşmesi için oldukça büyük çaba harcamış. I. Dünya Savaşı dönemlerinde ada hasar görmüş ancak daha sonra paşanın torunları tarafından seçkin bir yerleşim alanı haline getirilmesi için çalışmalar yapılmış. Günümüzde Prens Adaları içerisinde yerleşimlerin bulunduğu bir başka ada olarak, hala ziyaretçi çekiyor ve son derece güzel bir sayfiye yeri olarak görülüyor. Siz de Adalar turunuzda Sedef Adası’na uğramayı unutmayın.
Aerobilet’le seyahatlerinizde en ucuz uçak bileti seçenekleri başta olmak üzere, diğer seyahat ürünlerinde de en cazip fiyat avantajlarına sahip olabilirsiniz. En ucuz İstanbul uçak biletleri ve çok daha fazlası için şimdi siz de Aerobilet’i ziyaret edebilirsiniz. Prens Adaları turu için geri sayım başlasın!
